1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ev hayalinden mahkeme kapılarına

26 Şubat 2020

Türkiye'de ev alma hayaliyle kredi çekip borca giren çok sayıda kişi, yıllardır mahkeme kapılarında bekliyor. Sadece İstanbul’da toplam 100 bine yakın toplu konut mağduru olduğu tahmin ediliyor.

https://p.dw.com/p/3YOyt
Fotoğraf: DW/P. Ünker

"Ben ev almak için gitmiştim. Ancak suitlerde çok ısrar edilince suit aldım. 2013'te ödemeye başladım. 18 ayda ödememi bitirdim. Teslimat 36 ayda olacaktı. 12 ay da kira ödemesi yapılacaktı. Ancak kira ödemeleri birdenbire kesildi. Ne oluyor diye gittiğimizde temeli atılmış bir proje vardı. Onu suit diye gösterdiler. Ancak projede bir tane bile suit olmadığı ortaya çıktı."

Bu sözler Yeşil GYO'nun Innovia 4 projesi mağdurlarından Mine Öner'e ait. Mine Öner, İstanbul'da sayıları 100 bini bulan konut sektörü mağdurlarından sadece biri.

Türkiye'de son yıllarda ekonominin itici gücü olarak görülen inşaat sektöründe, sağlanan kredi kolaylıklarına rağmen, kriz devam ediyor. Bankacılık sektörünün 2019'da inşaat alanında faaliyet gösteren şirketlere kredi desteği 245 milyar 579 milyon liraya ulaştı.

Ancak inşaatı yıllar önce başlayan projeler halen tamamlanamazken ev hayaliyle yıllardır bekleyen vatandaşlar mağdur olmuş durumda. İyi Parti'nin Ocak ayında Meclis'te verdiği soru önergesine göre İstanbul'da 30 bini Esenyurt'ta olmak üzere toplam 100 bine yakın toplu konut mağduru var.

2015'te bitmesi gerekiyordu

Mağduriyet yaratan projelerden biri de Yeşil GYO'nun Esenyurt'taki Innovia 4 projesi. Projenin 1, 2 ve 3. etaplarında 9 bin 100 konut teslim edilirken dördüncü etapta yer alan 6 bin 500 konut teslim edilmedi. İnşaat hala bitmemesine rağmen konut satışı ise devam ediyor. Şimdiye dek mağdur olanların sayısı 6 bin. 2010-2011 yılında sözleşmelerin yapıldığı Innovia 4 projesinde dairelerin 36-48 ayda teslim edilmesi öngörülüyordu. Dönemin AKP'li Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu da garantör sıfatıyla sözleşmelere imza attı. Ancak 2015'te bitmesi gereken projede 2020 yılına gelinmesine rağmen sadece inşaat temeli atılmış durumda.

Konut mağduru Mine Öner
Konut mağduru Mine Öner Fotoğraf: DW/P. Ünker

Yeşil GYO ise konuyla ilgili sorularımızı yanıtlamadı.

Seslerini hükümet ve yetkililere duyurmaya çalışan mağdurlar uzun süredir eylem yapıyor. DW Türkçe'ye konuşan mağdurlardan Mine Öner projeyi 2012'de TV reklamlarında gördüğünü belirtiyor. Öner, projeden bir suit satın aldığını, ancak şu an devam eden projede suit bulunmadığını söylüyor.

Öner "Innovia 1,2,3 projesi var. Devamında dördüncüsü gelince insanlarda bir güven oluştu. Burada belediye de suçlu. Çünkü belediye garantör oldu. Belediyenin garantör olması tabii ki otomatik olarak size güven veriyor” diyor. Hayali bir projeyi satın aldığını, bunun bir dolandırıcılık suçu olduğunu vurgulayan Öner, şirket sahibi Kamil Engin Yeşil'in krizi ve Gezi protestolarını bahane ederek zaman kazanmaya çalıştığını ifade ediyor. Kamil Engin Yeşil'in kendileriyle yaptığı toplantıda "Gidin derdinizi Tayyip Erdoğan'a anlatın” dediğini aktaran Öner, "Hakim, savcı da direkt dolandırıcılık yok diyor. Hayali bir projeyi satmak bu ülkede suç değil mi?” diye soruyor.

335 bin liraya kadar zarar

Projeden konut satın alan 39 mağdurun avukatlığını yapan Avukat Hişar Zoroğlan ise müvekkillerinin 85 bin ile 335 bin lira arasında zarar ettiğini belirtiyor. DW Türkçe'ye konuşan Zoroğlan'a göre Yeşil İnşaat'ın Esenyurt'un yanı sıra Tuzla ve Adapazarı'ndaki projelerinde de sorunlar yaşanıyor.

Zoroğlan, Yeşil GYO'nun Innovia 4 projesi için internet üzerinden bir sistem kurduğunu, bu sistem üzerinden mağduriyetin katlandığını ifade ediyor. Zoroğlan'ın verdiği bilgiye göre söz konusu sistem şöyle işliyor: Projeden daire satın alanlar TC kimlik numaraları üzerinden sisteme kaydediliyor. Kimlik numarasına göre kimin ne satın aldığı sistem üzerinden takip edilebiliyor. Projenin ne durumda olduğunu görmek için sisteme giriş yapanlara üç seçenek sunuluyor. Şirket ilk seçenekte ek inşaat maliyeti çıkarıyor. 200 bin verenden 80 bin daha ek maliyet istiyor. Diğer seçenekte dairesinin sözleşmesini iptal edip yine yapacağını vadettiği başka bir projeden ev vermeyi vadediyor. Üçüncü seçenekte "sözleşmenizi fesh edin, alacağınızı çek olarak tahsil edin" diyor.

Avukat Hişar Zoroğlan
Avukat Hişar ZoroğlanFotoğraf: DW/P. Ünker

Bu çeklerin karşılıksız çıktığını belirten Avukat Zoroğlan, karşılıksız çeke ilişkin de davalar açıldığını ve şirketin iflasının istendiğini belirtiyor.

Şirket hala daire satıyor

Müvekkillerinin çoğunun banka kredisi kullanıp projeden daire aldığını, bankaya borçlarını ödeyip evlerine kavuşamadıklarını anlatan Zoroğlan, "10 yıldır sistematik olarak bu şekilde neredeyse yüzde 35'i yapılmış yüzde 65'i yapılmamış bir proje var. Şirket hala borsada ve insanlara daire satmaya devam ediyor" diyor.

Hişar Zoroğlan, Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ ve Yeşil Global İnş. Tur. Otel. AŞ yetkilileri hakkında örgütlü dolandırıcılıktan dava açmak üzere Bakırköy Savcılığına başvurduklarını söylüyor.

İyi Parti'nin soru önergesine göre İstanbul'da mağduriyet yaşanan başka projeler de bulunuyor. 

Konut maliyeti arttı

Ekonomist Mustafa Sönmez, Türkiye'de AKP iktidarının 2003 yılından 2018 başına kadarki zaman dilimini "Konutun Pembe Zamanları" diye tanımlıyor. DW Türkçe'ye konuşan Sönmez, 15 yıl boyunca özellikle büyük kentlerdeki konut yapımının ekonominin sürükleyici günü olduğunu, ancak 2018'in üçüncü çeyreğinden itibaren sektörün krize girdiğini belirtiyor.

Ekonomist Mustafa Sönmez
Ekonomist Mustafa Sönmez Fotoğraf: Privat

Sönmez "2018 ortalarında yaşanan sert döviz kuru türbülansı, konut sektörüne girdi veren alt sektörlerin maliyetlerini de artırdı. Bu da konut üretim maliyetlerini tırmandırdı. Bu süredeki yüzde 33'lük artışlar, yarım kalmış konutların tamamlanmasının maliyetini artırırken yeni inşaatlara başlamayı da caydırıcı bir etken oldu” diyor.

AKP'nin krizden çıkış yolunu yine inşaat sektöründe aradığına, faiz indirimleri ve kredi kolaylıklarıyla sektör üzerinden ekonominin canlandırılmaya çalışıldığına işaret eden Sönmez, bunun kalıcı olmayacağı görüşünde. Sönmez'e göre enflasyonda artış ve Hazine'nin iç borç geri ödemelerinin zorlamasıyla kredi faizlerinde yeniden tırmanış söz konusu olabilir.

Pelin Ünker

©Deutsche Welle Türkçe