1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Tam kapanma dışında seçenek kalmadı"

14 Nisan 2021

Vaka sayılarının 60 bini geçtiği Türkiye, Ramazan’ın ilk iki haftası için kısmi kapanmaya gitti. DW Türkçe’ye konuşan uzmanlar, yeni tedbirlerin işe yaramayacağı, "tam kapanma" dışında seçenek kalmadığı görüşünde.

https://p.dw.com/p/3s22u
Fotoğraf: DHA

Günlük Covid-19 vaka sayılarının 60 bini geçtiği Türkiye, Ramazan ayı ile birlikte kısmi kapanmaya geçiyor.

Kısmi kapanmanın hangi tedbirleri içerdiğini, dün akşamki kabine toplantısı ardından konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıkladı.

Buna göre Ramazan'ın ilk iki haftasında hafta sonu sokağa çıkma yasakları devam edecek, hafta içindeki kısıtlama ise akşam 21.00'den 19.00'a çekilerek iki saat daha genişletildi. 65 yaş ve üstü ile 18 yaş altına da toplu taşımada sınırlama getirildi. Sokağa çıkma yasağının geçerli olduğu gün ve saatlerde, zorunlu haller dışında izin almadan özel araçla şehirlerarası yolculuk yapmak da yasaklandı. Yurttaşlar uçak, otobüs, tren ve gemi gibi araçlarla şehirlerarası yolculuk yapabilecek.

Yine aynı kısıtlamalar dahilinde kamudaki dönüşümlü ve esnek mesai süresi yaygınlaşacak. Lokanta gibi yeme-içme hizmeti veren işletmeler de Ramazan süresince yalnızca paket ve gel-al hizmeti verebilecek.

Peki genişletilen kısıtlamalar, vaka sayılarının düşmesini sağlayacak mı? Alınan karar, uzmanların bugüne dek dile getirdiği ve hükümete çağrıda bulunduğu önlem ihtiyacını karşılıyor mu?

"Bir kez tam kapanma rahatlatır"

Halk sağlığı uzmanı Ahmet Soysal, DW Türkçe'nin sorusuna kesin bir şekilde "Tek kelimelik bir yanıtı var, o da 'hayır'" diye cevap veriyor. Soysal, yeni tedbirlerin neden işe yaramayacağını ise şu sözlerle gerekçelendiriyor: "Çünkü Türkiye'nin geldiği noktada, bu krizin içinden çıkmak için iki haftalık değil, en az dört haftalık yani 28 günlük tam bir kapanmaya ihtiyaç var."

Uzmana göre İngiltere, Türkiye için en güzel örneklerden biri. Zira Sosyal, İngiltere'nin de geçen şubatta Türkiye'dekine benzer bir krizle karşı karşıya kaldığını ve bunun için tam kapanma ile etkili bir aşı kampanyasını devreye soktuğunu söylüyor.

Türkei Dr. Ahmet Soysal
Ahmet SoysalFotoğraf: Privat

Soysal, geçen yaz döneminde turizmi canlandırmak için kısıtlamaların hafifletilmesini ise en büyük yanlışlardan biri olarak görüyor. Pandemi ile mücadelede en büyük kopuşlardan biri, tam da bu dönemle başlıyor. Uzman, önümüzdeki yaz sezonu için de olumsuz konuşuyor ve "Yaz sezonu, hatta sonbahar sezonuna kadar Türkiye'nin bu sıkıntıdan kurtulamayacağını düşünenlerdenim" diyor.

Türkiye'nin belirli dönemlerde kısıtlamaları artırdığını hatırlatan Soysal, şu yorumda bulunuyor: "Türkiye'nin ekonomik durumu el vermediği için bir türlü tam kapanmayı gerçekleştiremiyoruz. Dönem dönem ekonomiyi ayakta tutmak için yapılan gevşetmeler ise bir işe yaramıyor. Bu açılıp kapanmalar sırasında ekonomi daha da yara alıyor. Aslında bir kez tam kapanma adımı atılsa ve bir ay boyunca bu sürdürülebilse Türkiye, pandemiyi kontrol altına almada daha hızlı yol kateder."

DW Türkçe'ye konuşan Halk Sağlığı Uzmanları Derneği'nden Prof. Dr. Sarp Öner'in kısmi kapanmaya ilişkin düşünceleri de, Soysal ile benzerlik taşıyor.

"Tedbirlerin sonuçlarını iki hafta sonra göreceğiz"

Yeni önlemlerin sonuçlarının iki hafta sonra görüleceğini belirten Öner, o zamana kadar da aktif vaka, yoğun bakım hastası ve ölüm sayılarında artış olacağını söylüyor. Öner "Bu kısmi kapanmanın bir etkisi olacaksa, -ki ben çok etkili, bizi rahatlatacak sonuçları olacağını düşünmüyorum- 10-14 gün sonra görebileceğiz" şeklinde konuşuyor.

Pozitif vaka sayılarında Türkiye'nin dünya genelinde üst sıralarda olduğunu hatırlatan Öner de, en az dört haftalık kapanmaya işaret ediyor ve şöyle konuşuyor: "İnsanları, sağlıkları ile karınlarının doyması arasında bir tercih yapmaya zorlamamak gerekir. Herkese maddi anlamda destek verilmeli ve tam kapanmaya geçmeliyiz. Kapanmayla birlikte de yaygın bir aşılama kampanyası yürütmeliyiz."

"Daha hızlı aşılama yapılmalı"

Öner'e göre şu an için yürütülen aşı çalışmaları da yetersiz görünüyor. Şimdiye kadar yaklaşık 10 milyon yurttaşın aşılandığını söyleyen uzman, bu şekilde devam edilirse aşılamanın bir yıl süreceğini aktarıyor. "Bir yıl iyimser bir süre değil mi" diye sorduğumuz Öner, şu yanıtı veriyor: "Aşılamanın bir sene sürmesi, salgını kontrol altına almamız için hiç olumlu bir şey değil. Mevcut altyapımız buna uygun, daha hızlı aşılama yapabileceğimizi düşünüyorum."

Resmi verilere göre Türkiye'deki erişkin yoğun bakım doluluk oranı yüzde 68.8. Her gün artış gösteren günlük pozitif vaka sayısı ise 60 bini geçmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan ayının ilk iki haftasında uygulanacak yeni tedbirlerle vaka sayılarındaki artışta düşüş yaşanmazsa, önlemlerin daha da sıkılaşacağını söylüyor.

Tunca Öğreten

© Deutsche Welle Türkçe